BAŞARILI BİR “DİKTE” İÇİN KAZANILMIŞ OLMASI GEREKEN BİLGİLER, BECERİLER VE DİKTEDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

Müziksel İşitme-Okuma-Yazma (Kulak Eğitimi) Derslerinin en önemli konularından biri olan DİKTE (Müziksel Yazma, Ezgi Yazma) çalışmaları ve sınavları, çoğu öğrencinin en çok zorlandığı alanlardan biri olup, ilgili ders ve sınavlardaki başarıyı doğrudan etkileme potansiyelinden dolayı birçok öğrencinin “korkulu rüyası” haline gelebilmektedir. Diktede karşılaşılan kimi sorunlar,  “korku” duygusuyla da birleşince kronikleşmekte ve diktede gösterdiği başarısızlık, öğrencinin “yeteneksiz” olduğu ya da “yeterince yetenekli olmadığı” (eski ifadeyle “kulağının zayıf olduğu”) yargılarına yol açabilmektedir. …Yazının tamamını okuyun

 

MÜZİK EĞİTİMİ VEREN YÜKSEK OKULLARIN ÖZEL YETENEK SINAVLARINA BAŞVURACAK ÖĞRENCİLER İÇİN ÖNERİLER

Doç. Cenap Can ELBİ ve Yar.Doç.Dr. İlhan ERSOY’la birlikte “Sanat Danışmanı” olarak görev yaptığımız Ümran Baradan Güzel Sanatlar ve Spor Lisesinde 15 Şubat 2012 Çarşamba günü yaptığımız toplantının öğleden sonraki bölümünde, Müzik Bölümündeki öğrencilerimizin de katılımıyla müzik eğitiminin çeşitli alanlarına ilişkin konuları ele alıp görüştük. Yapılan görüşmeler sırasında öğrencilerimizin sıklıkla  dile getirdiği konulardan biri de “Müzik eğitimi veren yüksek okulların özel yetenek sınavlarına başvuracak öğrencilere ne gibi önerilerde bulunabileceğimiz” sorusu oldu. Hocalarımızın da değerli katkılarıyla ortaya çıkan tüm önerileri, biraz daha ayrıntılı olarak yeniden ele alıp yazılı hale getirmek, anılan sınavlara başvurmak isteyen tüm adayların yararlanabilmesi bakımından sanırım yararlı olacaktır. Yazının tamamını okuyun

Türk Müziğinde Komalı Ses Var mıdır?

“Türk müziğinde kullanılan seslerin ‘komalı sesler’ olduğu” görüşü oldukça yaygın  olup müzik kültürümüze ilişkin her türlü olgu (ve hatta  çoksesliliğin gelişememiş olması bile)  çok kez “komalı seslerin” varlığıyla açıklanmaya çalışılmakta, eş aralıklı düzende (alm.Temperatur, ing. temperament, fr. tempérament) karşılığı olmayan perdelerimiz ve  kullandığımız nota yazısındaki 1,4,5,8,9,12,13  komalık diyez ve bemol imleri de bu görüşü  doğrular görünmektedir.

Oysa konuya  görüntüye dayalı bilgiler (!) açısından değil de, tarihsel ve selenbilimsel  bilgiler açısından bakıldığında, ne Türk müziğinde ne de yer yüzündeki bir başka müzik kültüründe “komalı ses” olarak adlandırılabilecek bir ses türünün bulunmadığı  ve  Türk müziğinde uluslararası boyutta bir çokseslilik kültürüne henüz ulaşılamamış olunmasının da müziğimizde kullanılan ses sistemiyle hiçbir alâkasının olmadığı görülecektir.

Yazının Tamamını Okuyun

Köy Enstitülerinin Gölgesinde Kalmış Bir Cumhuriyet Işığı: Köy Muallim Mektepleri ve Gezici Başöğretmenler   

17-19 Temmuz 1939 tarihleri arasında, Milli Eğitim Bakanı (Maarif Vekili) Hasan Ali Yücel başkanlığında toplanan 1.  Milli Eğitim (Maarif)  Şurasında alınan karar doğrultusunda 17 Nisan 1940 ‘da kurulan Köy Enstitüleri,  kapatıldıkları 1954 yılına kadar geçen 14 yıl içinde (daha 1946’dan başlayarak ardı ardına çıkarılan kanun ve genelgelerle yıkıma doğru giden bir sürecin içine sokulmuş olmalarına  rağmen) Türk eğitim tarihinde “mucize” sayılacak izler bırakmıştır.  Kapatılmalarının üzerinden 62 yıl geçmiş olmasına rağmen ülkesini ve milletini seven herkesin gönlünde buruk bir özlemle yaşayan Köy Enstitüleri için çok şey söylenip yazıldı ve daha çok şey yazılacaktır.   Devamını Oku