KIBRIS’IN BARIŞ GÜVERCİNLERİ:

KIBRIS’TA BARIŞ İÇİN İKİ TOPLUMLU KORO ΔΙΚΟΙΝΟТΙΚΗΧΟΡΩΔΙΑΓΙΑ ТΗΝ ΕΙΡΗΝΗ ΣΤΗΝ ΚΥΠΡΟ

(Bi-Communal  Choir for Peace in Cyprus)

Müzikteki biçimleri, türleri, çalgıları, bestecileri ya da eserleri kıyaslayıp “en iyisi”, “en sevdiğim” gibi ayrımlardan daima kaçınırım ama koro müziğine duyduğum hayranlık ve özel ilgiyi yadsıyamam. Gereç olarak dünyadaki en güzel çalgı (instrument) sesi  olan insan sesinin kullanılışından mı, yoksa  “söz”ün tartışılmaz gücünü de taşımasından mıdır bilmem, koro müziği bir başkadır benim için. Ama çalgısal müzik kültürünü özümsemiş bir insan olarak, kendisi de başlı başına bir dil olan müziğin söze ihtiyacı olmadığını çok iyi bildiğim için, koro müziğine duyduğum sevginin “söz” unsuruyla pek  ilgili olmadığını biliyorum.  Sanırım sır, dünyanın en güzel çalgısı olan insan sesinde… 

Sizlere bu yazımda tanıtmaya çalışacağım koro ise çok daha farklı bir yerde duruyor. Çünkü o koroda yalnızca insan sesinin güzelliğini değil İNSAN SEVGİSİNİN ve BARIŞIN güzelliğini de duyuyorsunuz: Türkçe adıyla KIBRIS’TA BARIŞ İÇİN İKİ TOPLUMLU KORO, Yunanca adıyla: ΔΙΚΟΙΝΟΤΙΚΗ ΧΟΡΩΔΙΑ ΓΙΑ ΤΗΝ ΕΙΡΗΝΗ ΣΤΗ ΚΥΠΡΟ,  yüreğimdeki adıyla da: KIBRIS’IN BARIŞ GÜVERCİNLERİ…

Düşmanlık yerine dostluğu, nefret yerine sevgiyi, savaş yerine barışı ve kardeşliği yüceltmek için bir araya gelip el ele vermiş Kuzey ve Güney Kıbrıs vatandaşlarından oluşan bu koroyu ilk kez 7-12 Temmuz 2015 tarihleri arasında  yapılan Çanakkale Korolar Festivalinde dinleyebilme olanağı buldum. Tıpkı koristleri gibi şefleri de iki toplumu temsil eden koronun (öteki korolardan farklı olarak) iki şefi var: Türk şef Sayın Kürşat TİLKİ ve Rum şef Bayan Lena MELANİDU

1997 yılında kurulan koro, çalışmalarını,  Türklerle Rumların bir arada yaşadığı tek yer olan ve Lefkoşa’ya yaklaşık kırk beş kilometre uzaklıktaki Larnaka ilçesi tampon bölgede yer alan karma Pyla Köyünde sürdürüp, bir taraftan ötekine geçiş izinlerinin başladığı 2003 yılından itibaren  de Kuzey Kıbrıs’la Güney Kıbrıs arasında bulunan BM ye bağlı Tarafsız Bölgedeki Ledra Palace Hotel’de çalışmaya başlamış.

Kuzey ve Güney Kıbrıs vatandaşlarında oluşan iki toplumlu koronun koristleri:

Repertuvarları, ağırlıklı olarak Kıbrıs müzik kültürünü yansıtan Rum ve Türk lehçelerinde seçilmiş şarkılar ile barış, sevgi, dayanışma ve uzlaşma mesajları içeren Türkçe, Yunanca veya başka dillerdeki parçalardan oluşan koro, programlarındaki parçaları iki şefin nöbetleşe yönetiminde seslendirirken, sözleri Kıbrıslı Türk şair/yazar Neşe YAŞIN’a, müziği Rum besteci Marios TOKAS (Μάριος Τόκας, 1954-2008) ait olan “Yurdunu Sevmeliymiş İnsan”  başlıklı şarkıyı söylemeye başladığında hepimiz ayaktaydık…

Aynı sözlerin,  aynı müzikle önce Rumca hemen ardından da Türkçe söylenmesinedn oluşan parçanın sözleri şöyleydi:

yurdunu sevmeliymiş insan
öyle diyor babam
benim yurdum
ikiye bölünmüş ortasından
hangi yarısını sevmeli insan

Yukarıdaki sözleri,  önce Rumca, hemen ardından da Türkçe söyleyen koronun, beyaz güvercinleri andıran bembeyaz kıyafetleriyle sahnedeki görünüşü de çok güzeldi ama, insanın yüreğine işleyen bu parçayı dinlerken koristler giderek flulaşıp görünmez oldu, çünkü göz yaşları görmeyi engelliyor…

O güzel insanların oluşturduğu korodan esinlenerek, o çok özel koro için  bir parça da ben yazmak istedim ve festivalden sonra,  her bir bölmesi ardı ardına Türkçe ve Rumca sözlerle okunacak olan “KARDEŞİM YORGO/Ο αδελφός μου Μεχμέτ (Kardeşim Mehmet) başlıklı parçayı yazdım. Şarkının başlığında her iki toplum için sembolik isim olan MEHMET ve YORGO isimlerini kullandım. Parçadaki kurguya göre,  Türk koristlerin sembolik isim YORGA’ya hitaben söylediği  Türkçe sözler, Rum koristler tarafından aynı müzikle, Rumca olarak sembolik isim MEHMET’e  hitaben söylenip tekrarlanıyor. Türkçe olarak yazdığım sözlerin Rumcaya çevirisi ve yazdığım müziğe uyarlanması, korodaki arkadaşlar tarafından yapıldı.  Rumca söz uyarlaması vb. çalışmaların aldığı zaman ve ardından gelen pandemi nedeniyle koronun zorunlu tatile girmesinden dolayı parçanın tam bir seslendirme kaydı henüz yapılamadı ama, anılan koronun koristlerinden Sevgili Andromachi Pieridou, parçanın Türkçe/ Rumca sözleri ve piyano partisi ile koro partilerinin dijital tınılarını içeren bir videoyu sözlerin içeriğine uygun fotoğraflarla bezeyip youtube kanalından yayınlayarak ilk paylaşımı yapmış oldu.  Aşağıda vereceğim linkten izleyebileceğiniz bu paylaşım için  Sevgili Andromachi Pieridou ve Türkçe sözlerin Rumcaya uyarlanmasında emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum.

O güzel koro için kendim de, sözleri, müziği ve  kurgusu açısından anlamlı bir parça yazmış olsam da, benim için koronun simge şarkısı hâlâ “Yurdunu sevmeliymiş insan” başlıklı parça…  O parçadan öyle etilendim ki,  2015 Çanakkale Festivalindeki  bir sokak konserinde,  sıra  o şarkıya geldiğinde sahneye fırlayıp en arka sıranın sağ başında (Sevgili  Kostas Christodoulides ‘le el ele) onlarla birlikte söylemekten kendimi alamadım.   Spontan olarak gelişen bu davranışım koronun da çok hoşuna gitmiş olmalı ki, bir yıl sonra Kıbrıs’taki konserde, sıra o şarkıya geldiğinde koro şefi Sevgili Lena MELANİDU salona dönüp koroya katılmamı işaret etti ve ben de Kostas’ın yanındaki eski yerime (!) koşup birlikte söyleyebilme mutluluğunu yeniden yaşadım. Beni çok mutlu edip onurlandıran o zarif davetleri  için Sevgili Lena Melanidu, Sevgili Kürşat Tilki ve tüm korist arkadaşlarıma bir kez daha teşekkür ederim. (Bu vesileyle Sevgili dostlarıma çok uzaklardan seslenmek istiyorum: Konserlerinde sıra o şarkıya geldiğinde beni unutmasınlar, aralarında olacağım…)

1-5 Şubat 2016 tarihleri arasında  Kıbrıs’ta düzenlenen 100 Ses Koro Okulu Kış Kampı konserinde koronun arka sıra başındaki yerime(!) koşup  “Yurdunu Sevmeliymiş İnsan” şarkısını söylerken.

Eşim Sevgili Deniz de, bu koronun 2015 Çanakkale Korolar Festivali sahne performansı sırasında bir resmini yapmıştı. O korodan fışkıran sevgi halelerini  yansıtan o resim, koro tarafından  çok sevilip bir çok yerde sembol olarak kullanıldı.

İki Toplumlu Koro (Deniz Atalay)
100 Ses Koro Okulu (2016) Kış Kampı konserinde eşim Sevgili Deniz’le birlikte  Koronun nazik jestleriyle  sahneye davet edilip onurlandırılırken.

2000 yılından bu yana Kıbrıs’ın yanı sıra İstanbul, Çanakkale, Atina, Londra, Bratislava, Macaristan, ve Lübnan’daki etkinliklerde de yer alan koro, 2007 yılında Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nda da şarkı söyleyerek tanınırlığını dünya çapında artırdı.

Nisan 2003’te sınır boyunca serbest dolaşım yasağının kısmen kaldırılmasından sonra, Kıbrıs’ın her iki tarafında çok sayıda etkinliğe katılıp konserler düzenleyen koro,  adanın her yerine barış mesajları göndermeyi sürdürüyor.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (Sipri) tarafından, 80.000 CHF (İsviçre frankı) tutarındaki “Edita ve Ira Morris Hiroşima Barış ve Kültür Vakfı 2020 ödülü”ne layık görülen koro, Sir Stelios Haji-Ioannou’nun Bi-Commum (İki-Toplumluluk) inşasına katkıda buklunan Kıbrıs’lı Rumlara ve Türklere verdiği 10.000 €’luk ödüllerden biriyle de onurlandırıldı.

Barışa kanat açmış beyaz güvercinler…

Kıbrıs’taki iki toplum arasında yaşananlar hepimizin belleğindedir. Yaşanan olaylar ve çekilen acılardan doğan haklı öfke, sevgiyi engelleyip düşmanlıkları körüklemektedir.  Oysa yaşanmış acıları dindirecek tek şey,  yeni acıların kaynağı olacak düşmanlık ve savaşlar değil  yalnızca sevgi ve barış olabilir. “Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz” sözünde de en güzel biçimde dile getirildiği üzere,  mutluluğa giden yolda barıştan başka seçenek yoktur. Ama  barışı tek tarafın istemesi yetmez, iki toplumun da aynı içtenlikle istemesi  ve  çaba göstermesi gerekir.  İşte iki Toplumlu Koro, müziğin birleştirici kanatları altında  tam da bunu yapmaya çalışıyor. Geçmişin acılarına takılıp kalmadan, Kıbrıs’tan yükselen bu barış güvercinlerine kulak verelim: Onlar bize DÜŞMANI değil İNSANI anlatıyor…

22.09.2021

Adnan ATALAY