BÖLÜM 1 – MODERN PİYANODAKİ PEDALLAR*
Modern piyanolarda genellikle üç ya da iki pedal vardır. Oysa İtalyan çalgı yapımcısı Bartolomeo Cristofori (1655-1731) tarafından 1698 yılında yapılan aprisembalo che fa il piano e il forte (piano ve forte çalabilen klavsen) ilk piyano kabul edilecek olursa, aradan geçen üç yüz küsur yıl boyunca, piyanolardaki pedalların sayısı, işlevi, konumu ve kullanım biçimleri sürekli olarak değişip pedalsız piyanodan yedi ya da sekiz pedallı piyanoya uzanan bir yükseliş çizgisinden sonra, modern piyanoda yeniden üç ya da ikiye inmiştir. Ancak son zamanlarda Fazoli F308, Stuart & Sons 97,102,108, Feurich 218 ve Wendl & Lung 178 gibi üst sınıf (premium) konser piyanolarına dördüncü pedalın da eklenmiş olması, uzun bir süreden beri standartlaşmış olan üç pedaldan dört pedala doğru yeni bir gelişmenin başladığını düşündürmektedir.
Piyano pedallarının tarihsel gelişimini daha iyi anlayabilmek için, önce günümüzde kullanılmakta olan üç, iki ve dört pedalın işlevine ve kullanım yerlerine kısaca değinmek yararlı olacağından, “Pedalsız Piyanodan Dört Pedallı Piyanoya” başlıklı yazımızı iki bölüme ayırıp bu bölümde “Modern Piyanodaki Pedallar” konusunu, 2. Bölümde ise “Piyano Pedallarının Tarihsel Gelişimi” konusunu ele alacağız.
MODERN PİYANODAKİ PEDALLAR
Günümüzde iki ya da dört pedallı versiyonları da üretilmekle birlikte modern piyanoda yaygın pedal sayısı üçtür. Bu üç pedaldan, yalnızca sağda olanın işlevi tüm piyanolarda aynı olup orta ve sol pedalın işlevleri, piyanonun türüne (dikey piyano ya da kuyruklu piyano) ve bazen de markasına, modeline göre değişebildiğinden, baz alınan üç pedalı, “una corda pedalı”, “sostenuto pedalı” gibi piyanodan piyanoya değişen işlevleriyle değil, karşısında oturan piyaniste göre, “sağ pedal”, “orta pedal” ve “sol pedal” biçiminde konumuyla adlandıracağız.
Sağ pedal
Müzik terminolojimizde “uzatma pedalı” olarak da adlandırılan sağ pedalın (Alm. rechtes Pedal / Fortepedal; İng. right pedal / / sustaining pedal; İt. pedale destro / pedale di risonanza; Fr. pédale droite / pédale forte) işlevi ve kullanım biçimi, üç, iki ya da dört pedallı kuyruklu piyano (Alm. Flügel; İng. grand piano) ya da dikey piyano (Alm. aufrechtes Klavier; İng. upright piano) olması fark etmeksizin tüm piyanolarda aynı olup ses sürelerini ve rezonansları “serbest bırakmak” amacıyla kullanılır.
Fizik yasaları uyarınca, titreşen cisimlerden yayılan titreşim dalgaları, o dalgaların ulaştığı alanda bulunan ve titreşim sıklıkları (frekansları) aynı ya da birbirinin harmonik katlarında olan öteki cisimlerin de titreşerek ses vermesine neden olur. “Sempatik titreşim” (sympathetic vibration) veya “sempatik rezonans” (sympathetic resonance) olarak adlandırılan bu fiziksel olgu nedeniyle, piyanoda herhangi bir tel sustain pedal titreştirildiğinde, titreşim sıklıkları o telin harmonik katlarında olan bütün teller titreşir ve onca sesin birlikte duyulması, istenmeyen bir uğultu ve yankılanmaya neden olur. Fizik yasalarından kaynaklanan söz konusu sempatik rezonansları kontrol altında tutabilmek için, dinlenme konumundaki tellerin her biri, ilgili tuş tarafından kontrol edilen bir “sönümleyici” (damper ) tarafından ötümsüz hâle getirilir.
Sönümleyici (damper) sistemi, tuşlarla ters hareket ettiği için, basılan tuşlara bağlı sönümleyiciler ilgili tellerden uzaklaşıp serbestçe titreşim olanağı verirken, öteki tellerin sönümleyicileri basılı konumda kalır ve o tellerde oluşacak sempatik rezonansları önler. Tuş ve sönümleyici sistemi arasındaki bağlantıdan dolayı, tuş bırakıldığı anda, o tuşla bağıntılı sönümleyici hızla ilgili telin üzerine oturup titreşimi keser; böylece ses süreleri de kontrol altına alınmış olur. Aksi takdirde titreşim durumuna gelen her bir tel, titreşimin tamamen sönümlenip kaybolduğu ana kadar ses vermeyi sürdüreceğinden, ardışık seslerin birbirine karışarak kakofonik (Alm. Kakophonie/ Missklang; İng. cacophony; İt. cacofonia: Fr. cacophonie) tınılar oluşturması kaçınılmaz olurdu.
Basılan tuşla ters yönde hareket edip tuşa ait telden ayrılan ve tuş bırakıldığı anda hızla ilgili tele dönüp titreşimi durduran sönümleyicilerin (damper) çalışma biçimini, kuyruklu ve dikey piyanolardaki tuş aksiyonunu gösteren aşağıdaki videolardan izleyebilirsiniz.
Video: 1 – https://www.youtube.com/watch?v=01DBtig_Fgw
2 – https://www.youtube.com/watch?v=5Ec7_OYfQB0
Frekansı çok yüksek olan tellerin titreşim süreleri kısa ve ses üretme kapasiteleri sınırlı olduğu için, piyanonun üst oktavlarındaki tellerde sönümleyici yoktur.
Parmakların tuşlardan kalkmasıyla birlikte ilgili tellere dönerek sesleri sonlandıran susturucular, istenmeyen rezonansları önlerken, istenen rezonansları da engellediği ve birbirinden uzak tuşlar veya akorlar arasında legato geçiş yapabilmeyi zorlaştırıp yer yer de olanaksız hâle getirdiği için, hem belli seslerde duyulması istenen harmonik rezonansların oluşabilmesini sağlamak hem de uzak tuş ve akorlar arasında legato geçişler yapabilmek amacıyla, basılı tutulduğu sürece tüm sönümleyicileri tellerden uzaklaştırıp sebestçe titreşim yapabilmelerine izin veren bu pedal geliştirilmiştir.
Sönümleyici (damper) sistemine kumanda etmesinden dolayı “damper pedalı”, ses sürelerinin titreşim süreleri boyunca uzayabilmesini sağladığı için “uzatma pedalı”, tel titreşimlerinin sönümlenene kadar devam etmesini ve ayak pedaldan çekildiği anda sona ermesini sağladığı için “sönümleme pedalı”, tüm tellerde serbestçe oluşan titreşimlerin, ses tahtası ile maksimum düzeyde etkileşime girerek oluşturduğu zengin rezonanslardan dolayı “rezonans pedalı” ya da harmonikleriyle (selenleriyle) birlikte duyulan seslerin daha gür etkilerinden dolayı “forte pedalı” olarak da adlandırılıp “piyanonun ruhu” olarak nitelenen sağ pedal, bütün piyanolarda standart olan ve en sık kullanılan pedaldır.
Video https://www.youtube.com/watch?v=aWFeiGE1h28
Sol pedal
İki ya da üç pedallı oluşu fark etmeksizin günümüzün tüm piyanolarda standart donanım unsuru olan sol pedalın mekanik yapısı, işlevi ve kullanıldığı yerler, dikey piyanolar ile kuyruklu piyanolarda (birkaç marka dışında) tamamen farklıdır.
- a) Kuyruklu piyanolarda sol pedal (una corda pedalı)
Modern piyanolarda her bir tuşa karşılık, orta ve üst oktavlarda üçer, alt oktavlarda ikişer, en alt oktavda ise birer tel bulunur. Kuyruklu piyanolarda en soldaki pedal, una corda (tek tel) pedalı olup “kaydırma pedalı” olarak da adlandırılan bu pedala basıldığında, klavyeyle birlikte tüm mekanizmayı birkaç milimetre yana (genellikle sağa, Ibach ve diğer bazı markalarda sola) kaydırır ve çekicin, alt oktavlardaki ikişer telden yalnızca birine, orta ve üst oktavlardaki üçer telden ise yalnızca ikisine vurmasını sağlar. Titreşen tel sayısının azalmasına bağlı olarak ses gürlüğünün de azalması nedeniyle, “Pianopedal”, “Leisepedal” (hafif pedal) gibi terimler ve mekanizmada gerçekleştirdiği kaymadan dolayı “Verschiebung Pedal” (Kaydırma pedalı) ya da “pedal shift” olarak da adlandırılan bu pedala basıldığında üç telden ikisine vuruluyor olması, una corda (tek tel) ifadesiyle çelişiyor olup “due corda (iki tel) denilmesi gerekmez miydi?” biçiminde haklı bir soruya neden olabilirse de, una corda terimi, orta ve üst oktav tellerinin (bugünkü gibi üçer üçer değil) ikişer ikişer takıldığı 18. yy. sonlarına kadar olan dönemden gelmektedir. Oktav ve tel sayısının arttığı daha sonraki kuyruklu piyanoda, ardışık tuşlara ait tel gruplarının arası daraldığı için, çekicin üç telden ikisini atlayıp yalnızca birine vuracak kadar kayması, bir sonraki tuşa ait tele de çarpması sonucunu getireceğinden, gerçek anlamda una corda olanağı yoktur. Dolayısıyla modern piyanolarda üç telden ikisine vurma biçiminde yapılan değişikliğin una corda (tek tel) yerine due corda (iki tel) olarak adlandırılması belki daha gerçekçi olurdu ama tellerin ikişer ikişer gruplandığı dönemlerden kalma bir terim olarak yüzlerce yıllık piyano repertuvarında una corda olarak geçtiği için herhangi bir adlandırma değişikliğine gidilmemiştir.
Çekicin eski piyanolarda olduğu gibi tek tele (una corda) ya da modern piyanolarda olduğu gibi iki tele (due corda) vurması ile gerçekleştirilen tek değişiklik, titreşen tel sayısının azalmasına bağlı gürlük düşmesi değil, aynı zamanda (ve gürlük düşmesinden çok daha önemli olarak) seste oluşan yumuşamadır. Çekiçleri kaplayan keçelerin, sürekli kullanılmaktan üzerlerinde tel olukları oluşan sertleşmiş kısımları daha parlak sesler üretirken, tel oluklarının oluşmadığı sertleşmemiş kısımları ve daha esnek olan yan kısımları yumuşak, sıcak ve mat sesler üretir. Una corda pedalı, mekanizmayı bir iki milimetre kadar kaydırmak suretiyle, çekiçlerin tellere, tel olukları oluşmamış yumuşak kısımları ya da yan kısımlarıyla çarpmasını sağlayarak daha yumuşak sesler oluşmasına neden olur. Bu yüzden “una corda pedalı” yerine “soft pedal”, (yumuşak pedal) terimi de kullanılır. Dolayısıyla, una corda terimini, yalnızca vurulan tel sayısıyla ilişkilendirerek değil, çekicin tele daha yumuşak ve esnek dokudaki kısımlarıyla vurmasından kaynaklanan “yumuşak” tını olarak da değerlendirmek gerekir. Nitekim, her tuş için yalnızca bir tel bulunan en pest bölgedeki seslerde de una corda etkisi oluşturabilmeyi sağlayan şey, çekici kaplayan keçenin, aynı tele, daha yumuşak dokuda olan yan kısmıyla vuruyor olmasıdır.
Una corda pedalı, daha piano ve daha yumuşak tınılar elde etmenin ötesinde, ayağın kaldırılış hız ve becerisine bağlı olarak çok yönlü müzikal renkler ve sesler yaratmak için de kullanılabilir. Örneğin Beethoven, Op.106 Nr. 29 Sib majör Piyano Sonatının 3. Bölüm 87-88. ölçülerindeki poco a poco due ed allora tre corde buyurgusuyla, due corda’dan (iki telden) tre corda’ya (üç tele) teras dinamiği oluşturacak biçimde değil, ayağı pedaldan yavaş yavaş kaldırarak çok yumuşak biçimde geçilmesini istiyor.
Beethoven’in una corda yerine due corda ifadesi kullanmış olması, o dönemdeki piyanolarda una corda pedalının, çekici, üç telden yalnızca birine (una corda) ya da ikisine (due corda) vurduracak biçimde iki kademeli olmasından kaynaklanıyor. 18. yüzyılın sonlarından 19. yüzyılın başlarına kadar olan piyanolar, piyanistin (pedala ne kadar bastığına bağlı olarak) normal üç telli konumdan (tre corda) iki telli (due corda) veya sadece bir telli (una corda) konuma geçmesine izin veriyordu. Bu yüzden Beethoven, Op. 58 Sol Majör 4. Piyano Konçertosunun 2. Bölüm 60. ölçüsünde, “due, poi una corda” (iki, sonra bir tel) buyurgusuyla iki telden tek tele geçilmesini isteyebilmiştir. Bu ince ama önemli seçim, oktav sayısının artışı ve tel aralıklarının giderek daralmasına bağlı olarak, gerçek anlamda una corda yapma olanağı kalmayan modern piyanolarda söz konusu değildir.
- b) Dikey piyanolarda sol pedal (Piano pedal, Leise pedal)
Kuyruklu piyanolarda 1722 yılından başlayıp kısa sürede standart hâle gelen una corda pedalı, artık üretilmeyen Ph Gilgen 834 ya da pek yaygın olmayan Toyo NA-126 gibi birkaç marka dışındaki dikey piyanolarda yoktur. Dikey piyanolardaki sol pedal, çekiç takımını sağa sola kaydırıp una corda yapmak için değil, tellere yaklaştırıp daha yakından vurmalarını sağlamak ve böylece vuruş enerjilerini (momentumu) azaltmak amacıyla kullanılır. Bu nedenle dikey piyanolardaki sol pedal “yarım vuruşlu pedal” (Half-blow pedal) olarak da adlandırılmaktadır. Çekiçlerin sağa sola kaymaksızın yalnızca yakından çarpmaları, tellere temas eden yerlerinde herhangi bir değişiklik getirmediği için, sürekli kullanılmaktan tel olukları oluşan (sertleşmiş) kısımlarıyla çarparlar, dolayısıyla da (una corda pedalının aksine) tınıda hiç bir değişiklik olmaz, Piyanonun yapısına bağlı olarak yalnızca gürlükte hafif bir azalma olur ki, o da, çoğu duvar piyanosunda net olarak algılanmayabilir. Bu yüzden kuyruklu piyanolarda daha sık kullanılan sol pedal, duvar piyanolarında pek kullanılmaz.
Video https://www.youtube.com/watch?v=tJTIs-CTIBY
Orta pedal
Sağ ve sol pedalın iki ya da üç pedallı oluşları fark etmeksizin modern piyanoların tümünde standart donanım unsuru olmalarına karşın, yalnızca üç pedallı piyanolarda bulunan orta pedal, dik ve kuyruklu piyanolarda farklı işlevlere sahiptir.
a) Kuyruklu piyanoda orta pedal (sostenuto pedalı)
Modern kuyruklu piyanoya en son eklenen pedal olan sostenuto pedalı, uzatma pedalınınkine (sağ pedal) benzer bir işleve sahip olmakla birlikte, sağ pedal gibi susturucuların (damperlerin) hepsini birden değil, yalnızca parmaklar tuşlarda basılıyken bu pedala alınan tellere ait olanları havada tutup daha sonra basılan tuşları etkilemeyen seçici bir pedaldır. Bu pedal, basıldığı sırada havada olan susturucuların tellere geri düşmesini önler. Böylece, bu pedala alınmış ses ya da akorlar, parmaklar ilgili tuşlardan çekildikten sonra da tınlamaya devam edip orglardaki “pedal seslere” benzer etkiler oluştururken, daha sonra çalınan sesler, sadece kendi sürelerinde tınlarlar.
İlk kez 1844 Fransız Sanayi Fuarı’nda Boisselot & Fils tarafından tanıtılıp Fransız piyano yapımcıları Alexandre François Debain ve Claude Montal tarafından 1860 ve 1862 yıllarında ilk örnekleri üretilen sostenuto mekanizmaları, Steinway tarafından daha da geliştirilip 1874 yılında ürettiği sostenuto pedallı ilk kuyruklu piyanodan sonra, Amerika’dan başlayarak öteki ülkelerde üretilen kuyruklu piyanolarda da standart donanım unsuru hâline geldi. Patenti Steinway tarafından alındığı için “Steinway pedalı” olarak da adlandırılan sostenuto pedalı, özellikle bas partisinde uzaması istenen fakat (parmaklar ardından gelen notaları çalmak için ilgili tuşlardan ayrılmak zorunda kaldığında) susturucuları tarafından sonlandırılacak olan seslerin sonlandırılmasını önleyip orglardaki pedal seslere benzer etkiler oluşturmak için kullanılır. Örneğin Debussy, Clair de lune 15. ölçüden başlayan bölümde, bas partisinde noktalı ikilik değerde sesler kullanılmışken, 2. sekizlikten itibaren, iki elin birden yeni akorlar çalmak üzere başka oktavlara geçmesi gerekiyor. Dolayısıyla da, sol elin noktalı ikilik değerdeki bas seslerini ölçü boyunca tutabilme olanağı kalmıyor. Bu durumda piyanist, parmakları bas seslerini veren tuşlarda basılıyken sostenuto pedalına basıp o sesleri pedala alır ve ardından gelen akorları çalmak için sol elini kaldırdığında sostenuto pedalına alınmış olan baslar (o pedal basılı olduğu sürece) duyulmaya devam eder ama ardından gelen akor sesleri (sostenuto pedalından önce değil sonra çalındığı için) bu pedaldan etkilenmeyip normal sürelerinde duyulur.
Video https://www.youtube.com/watch?v=Ch2mrPm1JnM
Piyano literatüründe sostenuto pedalı, rezonatör amaçlı da kullanılmaktadır. Sempatik rezonansın bir “kompozisyon aracı” olarak kullanılması anlamına gelen bu kullanım biçiminde, tuşlara sessizce basıp ardından sostenuto pedalına basarak o tuşlara ait tellerin susturucuları havada tutulur. Böylece resonans yapmaya uygun durumda kalan teller, daha sonra diğer tellerde çalınan seslere sempatik rezonanslarla tepki verir. Bu yolla oluşturulan rezonans etkisi, sağ pedalla oluşturulan rezonans etkisinden çok farklı olup sostenuto pedalından sonra çalınan notalar (bu pedaldan hiç etkilenmeksizin) staccato olarak bile tınlatılabileceği gibi, sostenuto pedalı, sağ pedalla birlikte de kullanılabilir. Örneğin Debussy Clair de lune’den alınan yukarıdaki ölçülerde, bastaki Mi sesleri sostenuto pedalıyla uzatılırken, iki elle çalınan sekizlik değerdeki akorları portato olarak çalmada, aynı anda sağ pedaldan da yararlanılması gibi…
Sostenuto pedalı, 1874 yılından sonra üretilen piyanolarda yavaş bir seyirle yer almaya başladığı için, daha çok 20. ve 21. yüzyıllarda yazılan eserlerde, org için yazılmış eserlerin piyano indirgemelerinde (transkripsiyonlarında), spektral müzik (Spektrale Musik) vb. çağdaş müzik türlerinde kullanılmakla birlikte, (editörler tarafından eklenerek) sostenuto pedalının henüz bilinmediği 18. ve 19. yy. eserlerinin son yüzyıllarda yapılmış baskılarında da kullanılmaktadır.
Bazı piyanolardaki sostenuto pedalı yalnızca bas sesleri etkiler.
b) Dikey piyanoda orta pedal
Kuyruklu piyanolarda kullanılan sostenuto pedalı, yalnızca Sauter Meisterklasse 130, Kawai K-800-AS, Yamaha U1, U3 ve C. Bechstein Concert 8 gibi üst düzey (premium) dikey piyanolarında kullanılmaya başlanmış olup, üç pedallı dikey piyanolardaki orta pedal, genellikle sesi kısmak için kullanılan bir moderatör pedaldır. Bu pedala basıldığında, tellerle çekiçler arasına “moderatör keçesi” denilen bir keçe şerit girer ve sürdin (sourdine) işlevi gören moderatör keçesi (mute rail), çekiçlerin vuruş darbesini emerek ses gürlüğünün yaklaşık % 50 kısılmasını sağlar.
Tellerle çekiçler arasına giren keçe, sesi kısarken tınısını olumsuz yönde etkilediği, tuş ağırlıklarını değiştirip kontrolü zorlaştırdığı ve sesler arasında istem dışı gürlük farklarına neden olduğu için müzikal açıdan tercih edilen bir pedal olmamakla birlikte, özellikle bitişik nizam yapılarda ve apartmanlarda (yan odadakileri ve komşuları rahatsız etmeden) parmak egzersizi vb. uzun süreli çalışmalar yapabilme amacıyla tasarlanmıştır. Tasarlanış ve kullanılış amacına bağlı olarak, “egzersiz pedalı” (Übungs-Pedal), Apartman Pedalı (Wohnungs-Pedal) ya da “komşu pedalı” veya (kısmen de olsa gece geç saatlerde çalışma olanağı verebildiği için) “gece pedalı” olarak da adlandırılan bu pedal, öteki pedallardan farklı olarak, ayakla biraz basıp yandaki kanalına kaydırıldığında sabitlenir ve kullanım süresince ayağı basılı tutmaya gerek kalmaz.
Video https://www.youtube.com/watch?v=ijlt5VCDJIM
Bazı piyanolardaki moderatör, ayak pedalı yerine, klavyenin yanında veya altında bulunan bir düğme ya da dönen bir kolla yönetilir.
Dikey ve kuyruklu piyanolardaki üçer pedalla ilgili olarak buraya kadar yapılan açıklamaları aşağıdaki videolar üzerinde tınısal etkilerini de duyarak gözlemleyebilirsiniz.
Videolar 1 – https://www.youtube.com/watch?v=6effL4ATZVo
2 – https://www.youtube.com/watch?v=TdBl-G1-2ek
3 – https://www.youtube.com/watch?v=BfMdH2NnSbU
4 – https://www.youtube.com/watch?v=xwYBBWFDZRA&t=317s
Dört pedallı kuyruklu piyano
1874’te Steinway tarafından üretilen ilk üç pedallı kuyruklu piyanodan bugüne (2022) kadar geçen 148 yıl içinde, önce Amerika, ardından Avrupa ve Asya ülkelerinde giderek yaygınlaşan üç pedallı piyano üretimi, iki pedallı piyanoları azınlıkta bırakırken, İtalyan piyano üreticisi ve konser piyanisti Paolo Fazioli, 1987 yılında ürettiği 3,08 m. boyuyla dünyanın en uzun kuyruklu piyanosu olan Fazioli F308’de, üç geleneksel pedalın soluna, tıpkı duvar piyanolarındaki sol pedalın yaptığı gibi çekiçleri tellere yaklaştırıp vuruş mesafesini (dolayısıyla momentumu) azaltan yeni bir pedal ekleyerek, dört pedallı piyano üretimini başlatmış oldu. Yeni pedal, tınıyı değiştirmeden gürlüğü düşürürken, glissando, pianissimo, hızlı geçişler ve legatoların performansını kolaylaştırıp piyanistin ses kalitesi ve rengi üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmasını sağladı.
Video: https://www.youtube.com/watch?v=iuAmhgSAgGw&t=16s
Fazioli F308’den sonra Avustralya’da, Stuart & Sons 97 Key (Tuş), 102 Key ve 108 Key modelleri de dört pedallı olarak üretildi.
Piyanist –Besteci Ashley Hribar’ın STUART & SONS “Big Beleura” 108 Key (tuş) dört pedallı piyano ile ilgili tanıtım videosunu https://www.youtube.com/watch?v=6ithskt49HA&t=130s adresinden izleyebilirsiniz.
İtalya’da Fazioli, Avustralya’da STUART & SONS tarafından eklenen ve “dolce pedalı” olarak adlandırılan dördüncü pedalın nispeten yeni bir başka biçimi de, Fransız piyano yapımcısı Julius Gustav Feurich, piyanist Stephen Paulello ve Denis de La Rochefordière ile işbirliği içinde geliştirilip 2011’de patenti alınan ve “Pédale Harmonique” olarak adlandırılan yeni pedaldır. Tam basılı konumdayken damper pedalı gibi çalışan bu pedal, yarı basılmış konumdayken de tüm susturucuları yukarı kaldırıyor fakat bu konumdayken basılan tuşlara ait susturucular ilgili tellere geri dönerken öteki susturucular havada kalıp serbestçe rezonans olanağı sağlıyor. Bir dereceye kadar sostenuto pedalının tersi olan bu yöntemle, serbestçe titreşen üst tellerden oldukça etkili harmonik rezonanslar elde edilebiliyor. Bu pedalda, çalınan akor sönümlendikten sonra bile, açık kalıp serbestçe rezonans yapan tellerde o akora ilişkin tınılar sürdüğü için, katedral vb. büyük mekanlarda çalınan bir piyano etkisi oluşmakta, sonuç olarak, tüm rezonans ve sönümlenme olanaklarının bu pedalda birleştiği düşünülmektedir.
Feurich 218, Pédale Harmonique dört pedallı piyanodaki harmonik pedal etkilerini duyabilmek için, anılan pedalı geliştiren Denis de la Rochefodière’in ve İngiliz piyanist Paul Barton’un videolarını https://www.youtube.com/watch?v=ATlr-BJDofY ve https://www.youtube.com/watch?v=MkTER8AjwIk adreslerinden izleyebilirsiniz.
Piyanoya böyle bir pedal ekleme fikri, Denis de la Rochefodière’nin 1985 yılında kuyruklu ve dik piyanolar için yeni bir ses yelpazesi geliştirme çalışmalarından doğdu ve “Conservatoire National Supérieur de Musique Paris” için birkaç prototip oluşturuldu. Tanınmış Fransız konser piyanisti Georges Pludermacher, Konservatuar’ın bir Steinway kuyruklu piyanosunda 4. pedalın prototipi ile Beethoven ve Schubert’in eserlerini içeren birkaç CD kaydetti ve dünyanın dört bir yanından besteciler, konser ve caz piyanistleri yeni buluşa büyük ilgi gösterdi. 2006’da Frankfurt Müzik Fuarı’nda ve Europiano Kongresi’nde 4. pedallı bir Wendl & Lung 178 – Professional II kuyruklu piyano sergilendi ve bu da büyük beğeni aldı. Örneğin son yüzyılın en büyük virtüözlerinden Arjantinli piyanist Martha Argerich “Eski’ piyanomuzu zenginleştiriyor ve pek çok olasılığın kapılarını açıyor. Piyano çalma dünyasına verdiğiniz büyük hediye için teşekkür ederiz.” derken, çağdaş müziğin en önemli temsilcilerinden Fransız besteci ve piyanist Pierre Boulez „Harmonik Pedal konser için, klasik repertuar için ya da çağdaş edebiyat için çok daha fazlası için faydalı olabilir.“ demiştir.
Büyük müzisyenlerden gelen övgüler yalnızca Pédale Harmonique ile ilgili olmayıp dört pedallı Fazioli F308 ve Stuart & Sons’un 4 pedallı modelleri de heyecan ve övgüyle karşılanmış, örneğin piyanist Tanya Gabrielian “Bir Stuart and Sons çalmak bir keşiftir. Enstrüman benzersiz bir netlik ve ton sağlar ve tek sınır sizin hayal gücünüzdür. Gerçekten hayatımın en keyifli müzik deneyimlerinden biri oldu” demiştir.
- Bu makale, KONSER ARKASI Müzik Dergisi EKİM 2022 sayısının 64-68. sayfalarında yayımlanmıştır.