Bir ses sanatı olan müzik de, plastik sanatların aksine , “tıpkı söz sanatları” gibi bir “zaman sanatı”dır. Plastik sanatlarda kullanılan malzemenin (boya, alçı, çamur vb.) elle yoğrulabilen nesnel malzemeler olmasına ve bu malzemelerle oluşturulan eserlerin belirli bir mekan bölümü içinde yer almalarına karşın, ses ve söz sanatlarının ara malzemesi (şayet buna “malzeme” denebilirse), ancak işitme duyumuzla algılayabildiğimiz “sesler”dir; dolayısıyla bu tür eserler, mekan bölümleri içinde değil, zaman kesimleri içinde yer alabilirler. Bu nedenle de yer aldıkları zaman kesiminin sona ermesiyle birlikte yok olurlar.
Plastik sanat eserlerini ikinci kez görebilmek için, bulundukları mekan bölümüne şöyle bir bakmanın yeterli olabilmesine karşın, ses sanatlarının yer aldıkları zaman kesimini ilerleyen her saniyede biraz daha gerilerde kalmış olacağından, bir kez daha yaşayabilmek ve o kesim içinde yer alan sesleri bir daha dinleyebilmek mümkün değildir. Bu tür eserlerin yeniden dinlenebilmesi için, yeni bir zaman kesimi içinde yinelenmesi, bunun için de (20.yy. insanının buluşlarından biri olan ses kaydedicilerin bilinmediği yüzyıllarda) akılda tutulması ve yineleme anında doğru olarak anımsanması gerekiyordu.
Bu gereksinme yüzlerce ve binlerce yıl boyunca insan belleği ve anımsama gücüyle karşılanmaya çalışılmışsa da, aradan geçen yüzyıllar ve süre içinde kazanılan deneyimler, bu tür eserleri unutmamak ve gerektiğinde doğru olarak anımsayabilmek konusunda insan belleği ve anımsama gücünün yeterli olmadığını, zamanın bir çok şeyi silip unutturduğunu, aslında unutulmamış olan şeylerin ise istenildiği her zaman anımsanamadığını gösterdi. İnsanların bellek güçleri arasındaki farklılıklar, yaşlanma, aradan uzun süre geçmiş olması vb. etkenlerin insan belleği üzerindeki olumsuz etkileri ve nihayet insanın ölümü, aynı eserin değişik zaman kesimlerinde ya da başka kişilerce farklı biçimlerde anımsanıp seslendirilmesine (variant) veya tamamen unutulup yok olmasına neden oluyordu.
İşte bu sorunlar o yüzyılların insanlarını, bu tür eserlerin unutulmasını önlemek ve gerektiğinde anımsanmasını kolaylaştırmak konusunda, insan belleğinden daha güçlü ve daha uzun ömürlü bir saptama ve anımsatma aracının arayışına zorladı. Böylece, değişik kültür ve çağlarda birbirinden çok farklı müzik yazıları geliştirilip kullanıldı.
TARİHSEL MÜZİK YAZILARI (Tarihsel Müzik Notaları)
A-HARF YAZILARI (Harf Notası)
TÜRK MÜZİK YAZILARI (Türk Müziği Notaları)
A-Harf yazıları :
1-Ebced yazıları (Ebced Notası)
2-Kantemiroğlu yazısı (Kantemiroğlu Notası)
3-Hamparsum yazısı (Hamparsum Notası)
B- Nota Yazıları:
1-Ali Ufki yazısı (Ali Ufki Notası)